8 Ocak 2012 Pazar

fikret demirer


kadirler, ulviler, rızalar, ziyalar, ekolünün en yetenekli, en teknik ama galiba en şanssız adamı. öncesini bilmiyorum tabi ama 1980 sonrasında beşiktaş tarihinin orta sahadaki yetenekli ama tembel, sorunlu futbolcularının ilk temsilcisidir dersek bilmeyenlerin zihninde bir ışık yakmış oluruz sanırım.

oynadığı dönemlerde beşiktaş'ın sergen'iydi bir nevi. öyle ki akıbeti de benzer oldu. fikret disiplin sorunları, yönetim vs anlaşmazlığı yüzünden o dönem yıldızları toplayan üç büyükler dışındaki başka bir istanbul takımına (sarıyer) giderken seneler sonra bir nevi fikret'in sol ayaklı veliahtı sergen, benzer şekilde o dönem yıldız toplayan başka bir istanbul takımına (istanbulspor) transfer olmuştu. ama hareketleri, taraftarla diyaoğu vs. nedeniyle daha çok tümer' e benzetirim fikret'i. bir asi ruh vardı sanki o'nda. taraftar tarafından çok fazla koşmadığı için eleştirilirdi zaman zaman. misal inönüdeki bir malatyaspor maçında beşiktaş 2-1 galipken ama malatyaspor tehlikeli gelmeye başladığında kapalıdaki taraftar fikret'e homurdanıyordu ki, ceza yayının üzerinden sağ ayak içi ile haftanın golünü atmıştı. böyle de bir yetenekti. bu gol hem memnunişyetsiz taraftarları susturmuş hem de bizim ağzımızı açık bırakmıştı. dönemin klişe tabiriyle şapka çıkartmıştık bu jeneriklik gole. benzer bir çok golü oldu fikret'in ve taraftarla ufak takışmaları.
evet fikret çok koşmaz, topsuz oyunda çok olmazdı belki ama top ayağına çok yakışırdı. keza çubuklu forma üzerindeki kırmızı 10 numara en çok o'na yakışırdı.
teknikti. hırslıydı. beşiktaşlıydı.
belki de en verimli olacak yaşta beşiktaştan ayrılması çoğu beşiktaşlı gibi beni de üzmüştü.
maral öztekin'in selçuk yula'lı, erdal keserli , mustafa yücedağ'lı "rüya takımından" sonra gittiği a.gücünde futbolu bıraktı. ama insan yine de düşünmeden edemiyor, acaba gordon milne ile çalışma şansı olsaydı nasıl olurdu diye?.....