3 Aralık 2009 Perşembe
manchester fatihi, moskova gazisi!
aslında iş bu yazıyı ertem şener rüştü'nün "her yerini öptüğü" akşamı ve ertesinde gazeteler kendilerine "eğlenecek
yeni bir kahraman" bulduklarında yazmayı planlamıştım. ama işte evdeki hesap çarşıya uymadı. içimde de kalsın istemedim.
her ne kadar çok sevgili otoriteler total futbol, hücum futbolu, derinlemesine pas, göze hoş gelen spektaküler hareketler, dar alanda kısa paslaşmalar hede hödö vesaire deseler de malumunuz futbol sonuç oyunudur. hatta yine malumunuz özlü sözü bile olan ve sonunda almanların kazandığı basit bir oyundur futbol. netice oyunudur yani.
carlos alberto parreria'nın f.bahçesi gibi niye dolaştırıyorum topu? varmak, anlatmak istediğim husus; manu galibiyeti ile manu'nun sakalını traş ettik biz wolsburg ise hem kolumuzu hem bacağımızı kesti. "kahraman rüştü'nün" yardımı ile moskova'da da cska!
şimdi amaç ne bağcıyı ne rüştü'yü dövmek. fakat ve maalesef zaman zaman hepimizin, gürbüz medyamızın ise her daim yaptığı pireyi deve, deveyi cüce etme huyları nizami şarj yapmamızı gerektiriyor kale sahasının içinde.
evet yazılı-görsel basın bu işin ekmeğini, kaymağını yiyor. satmak için kullanacak bir şeyleri ama biz niye kendimizi kullandırıyoruz hatta bu oyuna geliyoruz.
ertesi gün gazetelere tvlere ve dahi sevdiğim bloglara baktım taksime rüştü'nün heykelini dikecekler sandım. baba, o iki kritik kurtarış ve sonuçla CL ye veya uefa ligine devam etsek anlarım da. göbeğimizi çok rahat kendimiz kesecekken ecnebi topçulara emanet ettiğimiz kritik virajda biraz abartılı değil mi yurtta ve dış temsilciliklerdeki bu kutlamalar? bir nevi diyet ya da borç ödedi rüştü. gerçi o'nu da eksik ödedi ya...
şimdi sormazlar mı adama madem o kadar kahramandı, süpermandi de moskova'da ne halt ediyordu bu adam? ya da zarfla ilgisiz ama mazrufla direk ilintili samiyen hezimetinde!
aha ben soruyorum işte..
hem de zaten somali'den kötü olan ekonomimize az da olsa bir nefes aldırma şansı tanıyacak uefa ligine kalma kritiğimizde.
olay şudur naçizane ve bir buçuk derece miyop gözümde..
rüştü ne çok iyi ne de çok kötü kalecidir. vasat kalecidir. hatta kumar gibi kalecidir. ki özellikle son yıllarda. yek de gelebilir düşeş de. ki yek geldiği vakitler çokcadır.
engin futbol ve kalecilik tecrübem tabi ki yok.
ama kalecinin kazandırdığı maçlar, kaybettirdiğinden çok olmalı diye düşünüyorum az buçuk mahalle futbolu kültürümle. futbol gibi çok basit aslında değil mi?
tek tek saymadan sadece bakalım geriye doğru, rüştü ne kazandırmış ne kaybettirmiş.
şimdi dönelim tekrar manchester'a. evet tarihinde bir manu galibiyeti olsun Beşiktaşımızın lafımız yok. bayern, barcelona, real madrid, liverpool, juve galibiyetleri de olsun hatta.
ama işte güzel benim olmayınca ben güzele güzel demem hesabı, sırf tarihin tozlu sayfalarında yazacak diye de efektif anlamda hiç bir anlamı olmayan "sıradan bir galibiyete" de biat etmem.
trabzon ya da biz geçmişte liverpool'u hatta barca'yı yendik de n'oldu gruptan mı çıktık, seri başı mı yaptılar bizi. ya da bizi çok güzel yendiniz alın guardiola ile gerard biraz da siz de oynasın mı dediler!
ha bazı hazımsızlar gibi küçümsemek için ali cengiz oyunlarına, şark kurnazlığına da girmeye gerek yok. o ayrı mevzu. galibiyet galibiyettir elbette ama haddi ve dereceyi de bilmek lazım diye düşünüyorum. kısacası birazcık gerçekci olmak lazım.
ya da benim gibi dövünmek lazım şimdi! çünkü niye;
son kahraman rüştümüz moskova maçında ya da ilk manu ve son wolsburg maçlarına sağlam çıkıp kahraman olsaydı da manu'ya yenilseydik diyorum.
ha umarım 08 aralıkta istanbul'u moskova'ya dar ederiz ve puan cetvelinde efsanevi feyyaz uçar'ın forma numarası ile sıralanmayız da siz de bana bu yazıyı yedirirsiniz aç karnına.
kiss you.
Etiketler:
gündelik futbol
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
kamuoyunda genel bir algı var. bazı futbolcular bir şekilde iyi, bazıları ise kötü addedilmişler. kendilerine biçilen o sıfatları aşamıyorlar bir türlü. rüştü de bunlardan biri. önünde bir" iyi kaleci" yaftası ile.. adam cskadan skandal goller yedi, gs maçında rezaletti; taraftar görüyor ama anaakım medyadaki - ve kısmen de diğer futbolseverlerdeki- tavır "rüştü iyidir iyi, talihsizdi sadece"den öteye gidemiyor. ben rüştü tespitine katılıyorum. ortalama bir kalecidir; reflekslerinden öte kabiliyeti yoktur. abdurrahman çelebi muamelesi görmesi tr'de doğaldır fakat barçadaki hallerini de biliyoruz. elaleme yutturamıyorsun işte..
hislerime tercüman olmuşsun stalker :) teşekkürler.
Yorum Gönder