beşiktaş'ın ve belki de türk futbolunun beckenbauer'i o.
her ne kadar beşiktaş ve milli takımın defans sigortası olarak nam salsa da ilk tecrübelerini orta sahada yaşadı. matteahus olmaya aday iken beckenbauer oldu tabiri caizse.
85-86 sezonunun final maçında trabzonspor'a attığı bir nevi şampiyonluk golü ve ispanya'da a.bilbao kalecisi zubizaretta'yı otuzbeş metreden avladığı golleri ile de ayrı bir namı vardır. lakin benim aklımda ise hep şu meşhur d.kiev maçına giden yolda karşılaşılan dinamo tiran maçındaki
bazukaları kalmıştır. tiran kalecisi gökhan'ın bazukalarını çıkarmak için öyle bir yorulmuştu ki ziya ve rıza'ya teslim olmak zorunda kalmıştı.
1988 temmuzunda samet aybaba'nın jübilesindeki f.bahçe maçında rıza çalımbay kaptanlık bandını gökhan keskin'de libero mevkiini ilk kez deniyordu! 2-1 kazanılan o maçta görevini layıkı ile yerine getiren gökhan bu mevkideki performansı ile ilerde milli takıma kadar yükselmiştir.
gökhan ile aklımda yer eden bir diğer husus da ; özellikle üç sene üst üste şampiyonluğun geldiği yıllarda takımın diğer esas abileri metin-feyyaz- rıza- recep ve şifo mehmet ile birlikte transfer altılısını oluşturmaları idi.
fakat takımdan ayrılması dışındaki en üzücü anısı ise, fenerbahçeye karşı yaklaşık beş yıldır süren yenilmezlik ünvanımızın son bulmasına neden olan hatanın başlangıcı olmasaydı! 1-1 giden maçın son dakikalarında kapalı önündeki taç çizgisinde "gurur" yahut aşırı güven yapmayıp topu eveleyip gevelemeden direk taça atmış olsa fenerbahçe biraz daha beklemek zorunda kalabilir hatta milne'nin gidişi sezon sonunu bulabilirdi. zira o maçtan sonra giden sadece ünvan değil takım da milne de dağılmıştı. perulu francesco'nun transfer söylentilerine üst üste gelen başarısız sonuçlar da eklenince gordon milne hem devreyi hem de beşiktaş serüvenini kapatmak zorunda kalıyordu.
beşiktaş'tan sonra ilginçtir (88-93) altın yılların pek çok futbolcusu gibi dramatik bir şekilde kulüple bağları koparılmıştır. ve yamulmuyorsam o sezon türkiye'nin galacticos'unu oluşturma hevesindeki cem uzan'ın istanbulspor'una gitmişti. sonra da önce aykut sonra da rıza ile teknik adamlık kariyerine girdiğini görmüştük. son tahlilde şimdilerde ne yapar ne eder bilemem lakin şunu iyi bilirim izlemesi keyifli futbolculardandı..
17 Eylül 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
benim için de beşiktaşı simgeleyen adamlardan biridir gökhan. zaten o kadrodan kim öyle değildir ki... gidişine de çok üzülmüştüm..
şimdi altyapıda koordinatörlük gibisinden bi mevkide. şortlu sergenin yanında takım elbisesiyle arzı endam etmekte. güzel adam..
Yorum Gönder