3 Haziran 2016 Cuma

benim avrupa futbol şampiyonalarım

dün gece uyku tutmadı. hazır fransa 2016'da kapıdayken koyun saymak yerine zihnimin ücra köşelerinde kalmış avrupa şampiyonalarını hatırlamaya çalıştım.

fransa - 84: hatırladığım en eski avrupa şampiyonası. finali izleyen pek çok futbolseverde olduğu gibi benim devaklımda kalan tek enstantane; platini'nin frikiği akabinde kaleci arconada'nın çok zor olmayan bu topu koltuğunun altından adeta yumurtlamasıydı. fransa doksanda bellone ile bir gol daha bulup maçı ve kupayı kazandı lakin kupanın kahramanı yediği bu golle hala hatırlanan arconada oldu.
...
almanya - 88 : marco van basten ve saz arkadaşları gullit ve reejkard'lı hollanda'nın kupası olmuştur. elbette yıllarca unutulmayan marco van basten golüne evsahipliği yapan hollanda-sscb finaliyle son bulmuş finalde. marco'nun neredeyse sıfırdan savurduğu volede dassaev'i unutmamak gerek. eminim o da gurur duyuyordur bu yüzyılın(bana kalıtesa tüm zamanların) en güzel golüyle..
..
isveç - 92: birleşmiş milletler kararıyla son anda finallerden çıkarılan yugoslavya'nın yerine plajdan toplanarak isveç'e gelen danimarka'nın bırakın finale 
çıkmasını gruptan çıkacağını kimse düşünmüyordu. önce bir önceki finalin şampiyonu hollanda'yı yarı finalde ardından panzerleri finalde saf dışı bırakıp futbolun ne kadar güzel bir oyun olduğunu dosta düşmana gösterdiler.
..
ingiltere - 96: ilk kez bizim de yer aldığımız ama gol ve puan göremediğimiz turnuva. bu turnuvada olduğu gibi yine hırvatlarla başladığımız aslında fena da başlamadığımız maçın finalinde bir anlık dikkatsizlikle sahadan boynu bükük ayrıldık. hırvat vlaoviç'i kırmızı kart pahasına indirmeyip fair play alan çok eleştirildi. fatih terim'in saçları, eşofmanlı hali de eleştirildi. bunlardan fırsat bulup hiç olmazsa bir gol dedi saffet sancaklı. onu da hakemler çok gördü.
final çek tarafından yine süprizliydi. o dönem beşiktaş adına transferi konuşulan kouba uzatmalarda oliver bierof'tan yediği akıl almaz golle finalin önüne geçen kaleciler kervanında arconada ve dassaev'i  yalnız bırakmadı.
bu gol aynı zamanda altın golle kazanılan ilk avrupa şampiyonasını işaret ediyordu.
..
belçika & hollanda - 2000: biz yine varız. bu sefer kumandanımız denizli. turnuvanın en kötü maçı seçiken 0-0 lık isveç maçını oynadık ama yılmadık. son maçta evsahibi belçika'yı hakan şükür'ün pisa kulesi kadar yükselerek attığı gol öncülüğünde suat'ın rütuşuyla 2-0 la geçtik ama hiç kolay olmadı. kalecimiz rüştü beşiktaşla oynadığı m. united maçı kadar yoruldu. inanılmaz kurtarışlar yaptı. ertem şener olsaydı nasıl kutlardı artık bilmiyorum. öyle iyiydi.
bir üst turda alpay 96 da görmediği kırmızının acısını çıkarırcasına yok yere fernando couto'yu yumrukladı. 10 kişi kaldık. arif'le penaltı kaçırdık. elendik.
final ise final gibiydi. gök mavililer tam horoz'u kestik derken üstelik 1-0 önde del piero ile mutlak golü kaçırdıktan hemen sonra david trezeguet'ye teslim oldular. alberti'nin göz yaşları geceye ve finale damga vuran olaydı.
ha bu arada yarı finalde evsahiplerinden hollandaya on kişiyle savunmanın şahını yapan italya destanını da unutmamak gerek. cannavaro-nesta ve kaleci toldo. mehmet demirkol ve benden başkasını sevindirmemişti sanırım.
..
portekiz - 2004: lineker'in sözünü çok dolaylı doğrulayan bir şampiyona. futbol sonunda almanların kazandığı bir oyundur. alman rehhagel yunanistan ile hattı müdafaa yaparak kupayı kazandı. çok eleştirildi. ama 2004 kupası komşinin müzesinde şimdi. 
...
avusturya & isviçre - 2008: biz yine geldik. ama ne geldik. gittik geldik gittikbgeldik yarı finalde almanlara boyun eğdik. çek cumhuriyeti maçında 0-2 den 3-2 ye oradan hırvatistan çeyrek finalinin finaline uzatmaların son dakikasına 0-1 girip 'genç semih'in yaradana sığınıp salladığı sol kroşe sonucundaki penaltılarla panzerlere göz dağı vermek hiç kolay olmadı elbet. her şey murat yakın'ın boş kaleye topu yuvarlayamayıp 'çaylak' arda'nın 86.dakikada isviçre'nin defterini dürmesiyle başladı. lakin almanya yarı-finalinde çek ve hırvat pilavlarını ikiletmeden yiyen papaz efendi ağzını şapırdatsa da ben her zaman pilav yemem deyip philip lahm'a uydu. bir yaz gecesi rüyamızı sona erdirdi.
ispanya-almanya finalinde ise boğalar panzerleri tek boynuz darbesiyle yıkarak şampiyonluğa ulaştı.
..
polonya & ukrayna - 2012: biz yine yokuz. biz olmayınca tadı da olmuyor sanki. bir ekşın, bir duygusallık, coşku falan eksik kalıyor gibi. turnuvaya dair hatırladığım çok az şey var. tanju çolak ve ömer üründül'ün ukraNya telaffuzları dışında hatırlafığım deli balotelli'nin yarı finalde almanları resetlemesi bir de finalde ispanya karşısında tutunamayan ve on kişi kalarak helva gibi dağılan catenaccio insanları. küçük bir tatil beldesinin kahvesinde 51 oynayan 2 masanın önünde bir ben, bir çocuk bir de karabaşla izlediğimiz finali 4-0 ispanyollar kazanıp gök-mavili hayalleri yerle bir etmişti.


Hiç yorum yok: