16 Kasım 2008 Pazar

1985 a.bilbao - beşiktaş



sene 85, mevsim sonbahar.
akşama maç var. athletic bilbao- beşiktaş.
dönem trt’nin tekel oldugu dönemler. bilmiyorum o dönem sıkça yaptıgı gibi maç deplasmanda dahi olsa trt “kıllık” yapıp tv den yayınlamadı mı yoksa elektrikler mi kesikti orasını net hatırlamıyorum. hatırladığım gecenin geç vakti olduğu. o dönemler 22 -23 civarında oynuyordu ispanyollar maçlarını. rahmetli babamla evde başka bir trt vasıtası aracılığı ile yani radyodan dinliyoruz maçı…

sihirli kutunun öteki ucunda boğuk sesi ile bizi heyecanlandıran spikeri de hatırlamıyorum haliyle… orhan ayhan değil ama. o'nu nerde olsa tanırım. sesini olmasa doğaçlamalarını.
neyse. bir an odadan çıkıyorum döndüğümde babamın sol elinde kulağına yapıştırdıgı radyomuz ile sağ yumruğunu havaya kaldırmış goool diye höykürmesini hiç unutamam.. tabi durur muyum hemen ben de böğürmeye başladım avazım çıktığı kadar.

lakin işte o zamanlar fakirdik biz ne bir magnumuz, ne barettamız, ne de switwessonumuz olmadığı gibi çiftemiz bile yoktu gol sevinci yapacağımız, balkonda oturan komşumuzu falan yaralayacağımız. (ki hala da yok) yoksulluk işte!

neyse mevzuyu dağıtmayalım… kendime geldim hemen kim attı kim attı dedim ercan taner timsali… gökhan dedi babam.. gökhan keskin.
o dönemler yeni yeni yer buluyor kadroda.. henüz palazlandığı ve branko stankovic' in orta saha dişlilerinden biri oldugu dönemler. sonradan görüyoruz tabi biz golü.. neredeyse ortasahadan yaradana sığınıp vurmus. ama cok sert değil bu şut. lakin sakar zubi’ de (andoni zubizaretta) aynı düsünce ve rahatlıkta uzatıyor elerini ama elinden kaçırıyor topu. gol evet gol. karakartalımız san mames’de 1-0 öne geciyor. bunu da spiker söylüyor böğüre böğüre.

ama olan ondan sonra oluyor. bilbaolular kızgın boğalar gibi geliyorlar üzerimize. gole çok bozuldukları belli.. öyle diyor yine spiker, o’nun yalancısıyım…

kalecimiz zafer ceza sahasına inen topları yumruklamaktan bitap düsüyor zaten kısa düşüyormuş yumrukladığı toplar geri geliyormuş iadeli taahhütlü misali.
netekim bu baskıya daha fazla dayanamayan karakartalımız önce beraberliği sonra farkı veriyor ispanyollara. 1-4. yine bize hüsran bize yine hasret vardı o gece.

unutmadan o gün gol sevinci yapacak silahımız yoktu ama biz golleri leblebi gibi yemeye başlayınca nara atan f.bahceli ve cimbomlu komşularımız da yoktu!
insan şimdi elin "gavurundan" fark yediğine mi üzülsün yoksa yanıbaşındaki rakip takım taraftarı manyak komşusunun gol sevinçlerine mi?

Hiç yorum yok: