25 Kasım 2008 Salı

derbi üstü nostalji - (fb: bjk - 6 ocak 1990)

malum haftasonu kadıköyde derbi var. umarız kalitesi kallavi, sapına kadar bir derby olur. iyi oynayan, hakeden kazanır. ve yine umarız ki iyi oynayan beşiktaş olur. tıpkı onsekiz ocak önce olduğu gibi. bundan kelli derbinin hatırına hafızametreyi onsekizyıl geriye sardık. bakalım neler olmuş tarihte o gün.

güneşli ama soğuk bir ocak günü. kale arkalarında beyaz kar birikintilerini hatırlıyorum. yanılıyor da olabilirim. ama güzel bir futbol günüydü. derbi günüydü. yine bu cumartesi olacağı gibi f.bahçe ve beşiktaş zirvede sağlam durmak adına f.bahçe stadının çimlerine çıkmışlardı.

ev sahibinin “kumarbaz” teknik direktörü yugoslav veselinoviç o gün için gönlünde beş yattığını duyururken ajanslara kartal’ın türkçe konuşmamakta ısrar eden ingiliz hocası gordon, her zaman ki temkinliğinde “veri difikılt meç” diyordu.

lakin temkinli olan maça hızlı başlıyordu. beşiktaş’ın iskoç’u ian wilson türkiye’deki ve dahi beşiktaş’taki tek golünü henüz beşinci dakika dolmadan kel kafasıyla gönderiyordu nurettin'in koruduğu f.bahçe ağlarına. kanarya şaşkınlığı çabuk atlatıp oğuz çetin’le 1-1 yapsa da metin-ali-feyyaz’ı durdurmakla güçlük çekecekti ilerleyen dakikalarda. nitekim ilk yarıyı ali gültiken golüyle önde kapatan karakartal olmuştu.

ikinci yarının başında ali takımını ve tribünleri rahatlatan adam olurken metin galibiyeti perçinliyor feyyaz’da dennis bergkamp’a ilham olacak, jeneriklik şık golünü atıyor ve tarihi galibiyetin mimarlarından biri oluyordu. 1-5

bu galibiyetin lig tarihinde iki takım arasındaki en farklı galibiyet olma özelliğini hala koruması, veselinoviç'in gönlümden beş geçiyor demesi ve sonrasında takımının beş gol yemesi, bu "kompozisyonun" da beşiktaşlı taraftarların pankartlarına konu olması derbiyi unutulmazlar arasına dahil etmek için yetmiş hatta artmıştır bile.


foto : beşiktaş tarihi-YKY

1 yorum:

1903 dedi ki...

Fenerbahçeli baba ve ağabeye beni de maça götürün diye yalvardığım gündü. Sen daha ufaksın bu maç kalabalık olur gelemezsin, ezilirsin dedikleri ve benim kendimi evin koridorunda yerlere attığım gündü. Beşiktaşlılığımın perçinleştiği, baba ve agabeyin eve döndüklerinde karşılarında sağlam bir Beşiktaşlı aile bireyi buldukları gündür o gün...